'insanın benliğinde mezc olmuş vaziyette bulunan iyilik ve kötülük mefhumlarını tamamen birbirinden ayırmak suretiyle kötülüğü söküp atarak saf iyiliğe ulaşmak' gayesi ile laboratuvarında bir ilaç hazırlayıp içtiği vakit işlerin ters gidip, saf iyi olacağı yerde saf kötü bir suç makinesine dönüşmesini konu alır. Utterson isimli bir avukatın perspektifinden anlatılan bu hikayede; Doktor Jekyll, mezkur niyetle hazırladığı ilacı kendi üzerinde deneyince Edward Hyde adını verdiği, insanların gördükleri anda tiksinti duydukları iğrenç bir insana dönüverir. Dönüştüğü anda kalbine gelen enaniyet ve kibir duygusu kendisinde ilk fark ettiği değişim olur. Boyu kısaldığı için giysisinin büyük gelmesinden dolayı hemen aynaya bakan doktor gördüğü manzara ile dehşete düşmüştür. Zaman kaybetmeden farklı bir ilaç hazırlamaya koyulur ve bu seferki işe yarayarak onu asıl benliğine, Jekyll kimliğine geri kavuşturur.
"...Tüpü dudaklarına kaldırdı ve bir yudumda içti. Bunu bir çığlık izledi. Sendeledi, sallandı, masayı yakaladı, çivi gibi bakışlarla ağzı açık soluyarak masaya tutundu, kaldı. Ben öyle bakakalmış dururken bir değişiklik oldu sanırım; vücudu şişerek irileşti, yüzü birden karardı, yüz çizgileri değişmeye başladı. Birden, yay gibi yerimden fırladım. Duvara doğru geriledim. Bu olağanüstü olaydan sakınmak için kolumu kaldırdım. Bu dehşet karşısında zihnim altüst olmuştu; - Aman Tanrım... Aman Tanrım, diye birkaç kez haykırdım. Çünkü, hemen karşımda, gözlerimin önünde, sapsarı, titreyerek, yan baygın bir durumda ölüp de dirilmiş bir insan gibi elleriyle çevresini yoklayarak Harry Jekyll duruyordu.Şu anda, sonraki bir saat içinde bana neler söyledi, toparlayıp da bir türlü yazamıyorum. Gördüğümü gördüm, duyduğumu duydum. Bu olay, inançlarımı çok kötü etkiledi. Bununla birlikte, bu görüntünün gözlerimden silindiği şu dakikada ona inanıp inanmadığımı kendime soruyorum, bir türlü yanıt veremiyorum. Yaşamımı kökünden sarstı bu olay. Artık uyuyamıyorum. Gece gündüz, her saat, en öldürücü korkular içinde yaşıyorum. Günlerimin sayılı olduğunu, öleceğimi anlıyorum. Ama kuşku içinde öleceğim kesin. O adamın, pişmanlık gözyaşları içinde açığa vurduğu ahlak düşüklüğünü anımsarken bile tüylerim diken diken oluyor. Utterson, sana tek bir şey söyleyeceğim -bana inanabilirsen- yalnızca bu bile yeter... O gece evime giren yaratık, Jekyll’ın kendi ağzıyla açıkladığına göre, Carevv’ün, ülkenin dört bucağında aranan katili, Hyde’ın ta kendisiymiş.
Hastie Lanyon”
Son olarak, Jekyll'ın sayfalarca süren itirafnamesi ile kitap son bulur:
"...Hyde acaba idam sehpasında mı can verecek? Yoksa, son dakikada kendi kendisini kurtarmak gözüpekliğini gösterebilecek mi? Tann bilir bunu. Ben aldırmıyorum. Benim asıl ölüm saatim bu. Bundan sonrası benden başkasını ilgilendirir. Öyleyse işte burada kalemimi bıraktığım ve yazımı zarfa kapadığım bu anda, zavallı Harry Jekyll’m yaşamına son veriyorum."
İşte yazarın bir kabusunun mahsulü olan ve 3 gün içinde yazılan bu hikaye bence okumaya değer bir eser. Şimdi sinema ve tiyatro uyarlamalarından kısaca bahsedeceğim. İlk olarak 1908 yılında uyarlandığı versiyonundan günümüze ulaşan hiçbir kayıt bulunmamakta.
Daha sonrasında ise 123 defa filme uyarlanmış biz de burada sadece en önemlilerini zikredeceğiz.
1920 yılında sessiz bir versiyonu gösterime girmiştir. Bu hikayenin sessiz uyarlamaları arasında en fazla ses getirmiş film olmasına rağmen 1931'deki kadar ün kazanmış değil.
Dracula, M, Frankenstein gibi korku-gerilim filmleri için oldukça üretken bir yıl olan 1931 senesinde aynı zamanda bu hikaye de beyaz perdeye ilk sesli uyarlama olarak aktarılmış. Bu versiyonu -benim de en sevdiğim- en popülerleri arasında olup başrol Fredric March'ın hem Hyde'ı hem Jekyll'ı başarıyla oynamasıyla, 1932'de En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü'nü aldığı filmdir.
Filmde doğal olarak birtakım değişiklikler var elbet, tahmin edebileceğiniz gibi, asıl hikayede olmamasına rağmen filmde Jekyll'ın bir nişanlısı var. Ama merak etmeyin, sadece dramatik bir sahne haricinde romantizm gerçekten abartılmamış.
"Londra sokaklarında dolaşan adamların taşıdığı posterlerle reklamı yapılan öykünün ilk baskısı polis tarafından aşırı derecede korkunç olduğu gerekçesi ile durduruldu."
"Edward Hyde medeniyetin baskısı altında içten içe köpüren gizli bir devdir. Jekyll'ın bilinçaltını temsil eder. (...) Hyde kinci bir yamyamın kötü niyetine sahip, ayrıcalıklı sınıfların kültüründen ve iyeliklerinden nefret eden, ayaklanmaya müsait bir alt sınıf gibi davranır." - Gotik-Aşırılık, Dehşet, Kötülük ve Yıkımın Dört Yüz Yılı / Richard Davenport Hines
0 yorum:
Yorum Gönder